Gezgin Dergi
Yazı : Halit Ömer Camcı
Görmek. Görünmek. Göz.
Suyun aktığı yere de ‘göz’ denir. Suyun göz’ü. Kimi yerde ‘göze’. Aşk ve ışık kelimelerinin aynı harflerden oluşması gibi. Kelimelerden bir harita düşünsenize. Yolumuzu çiziyor.
Google’a yazmak gibi değil. Mesela kör bir adam için nedir ‘göz’ kelimesi. İşlevsiz bir uzuv. Sağır bir adama kulaktan bahsetsek. Nasıl ‘duyuracağız’? Bütün ‘duyularını’ kaybetmiş bir kişiye peki, nasıl ulaşacağız. Güzel, ışıklı, sesli, kokulu, renkli, sıcak… Nasıl anlatacağız?
Görmeyen, duymayan, dokununca hissetmeyen, dili tad almayan, konuşamayan bir insan. Kelimenin tama anlamıyla vücudunun ‘içinde’ yaşayan ama yaşadığından habersiz olan bir varlık. Peki insan mı? İnsan. İlk harfi ünlem işaretinin ‘!’ ters hali.
Bu cümleleri cebimize atalım.
Beş duyuya sahip olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. Bazılarımıza eksik verilmiş. Kimimiz sağır, kör, dilsiziz. Tüm duyuları yerinde, gözü pırıl pırıl görenlerimiz hayatı tam anlamıyla yaşıyorlar mı? Peki. Görüyorlar mı?
Mesela şaşı bak şaşır resimlerindeki gibi, baktığımız manzaranın içinde başkaca manzaralar saklı olamaz mı? Görülmeyen, resimde yer almayan ama aslında içinde bulunan. Daha dikkatli baktığımızda fark ettiğimiz bir evren gizlenmiş olamaz mı, dar dünyamıza. ‘Eskilerin’, ‘büyüklerin’ bahsettiği ‘kalp gözü’ ile görülen bir gizli dünya bulunamaz mı? Fizik kuralarının dışında, belki tepetaklak baktığımızda görebileceğimiz. Gözümüzü kapattığımızda fark edeceğimiz, belki. Bir okyanus. Sonsuzluğun kıyısı. Olamaz mı?
Ya da duyuları çoğalttığımızda 5’i 50 yaptığımızda. Ağaç yapraklarının hışırtısından anlamlar çıkarabilir miyiz? Karıncalarla konuşabilir miyiz? Uzayın çok uzağından haberlere açık alıcılarımız olabilir mi? Yani bu koskoca kâinatta pulsarlarla, kara ve ak deliklerle, süper novalarla bireyler olarak ‘etkileşebilir miyiz’’? Pulsarlar kalp gibi atan anlamına gelen ve uzaya radyo dalgaları gönderen nötron yıldızlarıdır. Yani kalbimiz evrenin kalp atışlarını duyabilir mi? O zaman.
Şimdi, cebinizdeki cümleleri çıkarın. Ceplerin olmadığı kıyafetler giyineceksiniz.
Yolunuz açık, aydınlık olsun.
Gezgin Önsözler : 97. Sayı – Bu yazı 2015 yılının Mart ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 97. sayısından alınmıştır.
