Perşembe , 25 Nisan 2024

Haydarpaşa Garı

İstanbul-Anadolu demiryolu hattının başlangıç yeri olan Haydarpaşa Garı’nın yerinde, 22 Eylül 1872’de Pendik’e kadar işletmeye açılan demiryolunun ilk istasyonu bulunuyordu. Daha sonraki yıllarda demiryolları Anadolu’nun içlerine doğru uzandıkça ve Anadolu’nun çeşitli şehirleri demiryolu ile İstanbul’a bağlandıkça Haydarpaşa Garı’nın da önemi arttı.

Hazırlayan: Ayşe Zekiye İnan Fotoğraflar: Halit Ömer Camcı

II. Abdülhamid döneminde (1876-1909) artık ihtiyaca cevap veremez duruma gelen istasyonun yerine yeni bir gar binası ve tesisler yapılması gündeme geldi. 1906’da inşaatına başlanan gar binası 1908’de hizmete açıldı.

Karayollarının gelişkin olmadığı dönemlerde, İstanbul’dan Anadolu’ya yolcu ve asker sevkiyatı, Cumhuriyet’ten sonra memurların, devlet ve işadamlarının Ankara’ya gidiş gelişleri ve İstanbul’un tüm Anadolu ile demiryolu bağlantısı hep Haydarpaşa Garı’ndan olurdu. Bu yüzden gar, bir dönemin filmlerinde ve edebiyatında ayrılık ve kavuşma sahnelerinin değişmez dekoruydu.

Haydarpaşa sadece bir tren garı değildir. Onu görkemli bir istasyon olarak anmak ona bir haksızlıktır. O ayrılıkların, kavuşmaların, sevinçlerin, hüzünlerin, gitmelerin ve gelmelerin de durağıdır. Yani insan olmanın, insan kalmanın bir adresidir. Trenle uzun yolculuk yapmak artık bir ‘zaman lüksü’ de olsa, hala Haydarpaşa’dan trenler kalkmakta, demir tekerlekler dönmeye başladığında kalpler hala heyecanla çarpmaktadır. Ne de olsa o trenden bir dost, bir sevgili, bir arkadaş, bir eş, bir anne, bir evlat inecektir. Ne de olsa o trene binilip bir dosta, bir sevgiliye, bir arkadaşa, bir anneye, bir evlada, bir eşe gidilecektir.

Bugün Haydarpaşa’ya uğradığınızda sanki zamanda yolculuk yapıyor gibi olursunuz. Geçmiş yüzyılın portreleri, modern dünyanın bulaşamadığı samimiyetleri ile orada sizi beklemektedir. İnsanlık uzaya gitse, orada, zamanı hep farklı bir genişlik içinde yaşayan bakışlar gözünüze çarpacaktır. Onların telaşı günü güzel geçirmek, vazifelerini doğru yapmak, insanlara güzel bakmaktan öteye geçmeyecektir.

Yolculuk bir suda yıkanma gibi arındırır insanı. Yolcu arınandır aynı zamanda. Yüz üç yıldır insanları ‘arındıran’ bir kurna gibi Haydarpaşa, yolcularını alır uzaklara gönderir. Gitsinler mutlu olsunlar, gelsinler mutlu olsunlar diye. Bu mutluluk gözlerden okunmaktadır. Manidar ve derinlikli ve güngörmüş  bir mutluluktur bu. Olgunlukla aynı anlamda.

Kaynak: Yıldız Salman / İstanbul Ansiklopedisi

Haydarpaşa Garı – Bu yazı 2010 yılının Ocak ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 35. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir