Perşembe , 28 Mart 2024

KUNURİ DESTANI

KIRMIZI VALİZ’DEKİ SÜRPRİZ ALBÜM VE BİR HATIRLATMA

Aynı safta yer almak dostluk, fedakârlık, acı, sitem, umut ve umutsuzluk manasına gelir ve her şey olup bittikten sonra onlardan geleceğe pek çok hikâye kalır. Bazen bu hikâyelerle metin olarak değil de eskimiş, sararmış bir fotoğraf karesi suretinde yüzleşmek durumunda kalabilirsiniz. Tıpkı kırmızı valizden çıkan Kore Albümünde olduğu gibi…

Yazı: Mehmet Savaş – Fotoğraflar:  Mustafa Gürlek Koleksiyonu

gezgindergi_kunuri_destani04

Eski Genelkurmay Başkanlarımızdan Rüştü Erdelhun Paşa’nın hikâyesi günümüzde pek bilinmiyordu; ta ki üç sene önce Araştırmacı – Gazeteci Mustafa Gürlek’in Paşa’nın izini sürüp ona ait en kıymetli ve mahrem belge, fotoğraf ve sair dokümanların yer aldığı kırmızı valize ulaşmasına dek. Valizin içerisinde yakın tarihimize ışık tutacak birçok orijinal bilgi bulunuyordu ve bu bilgiler önce bir yazı dizisi şeklinde kamuoyuyla paylaşıldı; ardından da ‘50 Yıllık Sır’ adı altında kitaplaştırılarak geleceğe önemli bir miras bırakılmış oldu. Kitaba konu olan ana malzemeler daha çok 27 Mayıs ihtilaline yönelikti ve kitap da bu merkezde kurgulanmıştı. Lakin bazı bölümlerde çok özel detaylar saklıydı. Kore Savaşı’na dair olan fotoğraf albümü de bunlar içerisinde özel bir ilgiyi fazlasıyla hak ediyordu.

“Barış ve özgürlüğün, zaferin ve adaletin son öncüsünün ebedi uykuya daldığı mezarların üzerine parlamasına izin ver.” (Kore Albümünün ilk sayfasındaki orijinal İngilizce metin)

gezgindergi_kunuri_destani31

Biz de Gezgin ekibi olarak Mustafa Gürlek’in hassasiyetine mukabelede bulunmak suretiyle kırmızı valizi bir kez daha açmak, geçmişi ve eski ölümlerin hikâyesini gözler önüne sermek istedik. Fotoğrafların ilk kez Gezgin Dergisi’nde yayımlanıyor olmasının getirdiği sorumluluk duygusuyla konuyu geniş bir dosya olarak çalıştık. Fotoğraflar üzerinde titizlikle çalışan Halit Ömer Camcı ve mevzuya farklı yönlerden bakabilmemize vesile olan Hayrettin Oğuz Beylere de bu minvalde teşekkürlerimizi sunuyor ve girizgâhı sonlandırıyoruz.

gezgindergi_kunuri_destani07

50 Yıllık Sırrın İçindeki Diğer Sır 

1950 ile 1953 yılları arasında cereyan eden Kore Savaşları’nın üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen hakkında fazla bir eser ortaya konamamıştır. Olanlar da daha çok askeri tarih ve hatırat şeklindedir. Oysa Kore’de Batı, Doğu ve Uzakdoğu kültürleri yani Hıristiyan, Müslüman ve Budist askerler aynı safta savaşmıştır. Aynı safta yer almak dostluk, fedakârlık, acı, sitem, umut ve umutsuzluk manasına gelir ve her şey olup bittikten sonra onlardan geleceğe pek çok hikâye kalır. Bazen bu hikâyelerle metin olarak değil de eskimiş, sararmış bir fotoğraf karesi suretinde yüzleşmek durumunda kalabilirsiniz. Tıpkı kırmızı valizden çıkan Kore Albümünde olduğu gibi…

gezgindergi_kunuri_destani11

‘İki kişinin bildiği sır değildir’ sözü, aynı zamanın içindeki tanıklar için geçerli olsa da bazen onlarca belki yüzlerce kişiye malum olan gerçekler de zaman geçtikçe sır hüviyetine bürünebiliyor. Ve fakat sırrı açık edecek ipuçları ve akabinde ulaşılabilecek materyaller bir yerlerde muhafaza edilmemişse eğer, sırrın, tanımına hürmeten kendini karanlıklara gömmekten başka çaresi kalmıyor…

gezgindergi_kunuri_destani15

‘50 Yıllık Sır’ ya da sırları ihtiva eden kırmızı valizin içerisinde de bu paradoksun hissedilip hissedilmediğini bilemeyiz. Bilmediğimiz şeyin bilinmeme durumu hakkında bir şeyler karalanabilir belki ama o mevzu başka. Şimdi gelelim asıl konumuza. Erdelhun Paşa’nın valiz ortaya çıkana dek kamuoyuna mal olmuş elle tutulur bir fotoğrafı yoktu. 50 yıl sonra ortaya çıkan kırmızı valizde Paşa’nın kendisine, eşine ve asker arkadaşlarına ait 13 fotoğraf yer alıyordu.

gezgindergi_kunuri_destani03

Savaşın En Büyük Ganimeti Acıdır! 

Valizdeki en değerleri arşivlerden biri de Erdelhun’a Kore Savaşı sırasında BM ile Kore arasında üst düzey irtibat subayı vazifesi yaptığı için gönderilen savaş fotoğrafları albümüydü. Güney Kore Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanı Shin Tae Yong tarafından hediye edilen albüm, Erdelhun’a 9 Ocak1953’te gönderilmişti. Fotoğraflarla savaşı an be an anlatan albümde, düşman birliklerinin vahşeti, harap edilen Seul’un içler acısı görüntüsü, savaş tutsaklarının biçare hali, karla kaplı dağlık bölgede ilerleyen askerlerin buz tutmaya başlayan ayakkabıları, ülkenin kuzeyinden güneyine yaşanan göçten kareler yer alıyor. Albümde ayrıca Kore Savaşı’nda görev yapan Türk askerlerinin diğer ülke askerleriyle katıldıkları bir defin töreninden fotoğraflar da var.

gezgindergi_kunuri_destani06

Birleşmiş Milletler Mezarlığı yazan fotoğraflarla ilgili İngilizce olarak şu nota yer verilmiş: “Barış ve özgürlüğün, zaferin ve adaletin son öncüsünün ebedi uykuya daldığı mezarların üzerine parlamasına izin ver.” Albümde ayrıca Kore Savaşı’nın ilk 9 ayında Birleşmiş Milletler komutanlığı yapan ABD’li General Douglas MacArthur’a ait ziyaret ve denetleme fotoğrafları da görülüyor.

gezgindergi_kunuri_destani16

Kırmızı valizdeki en değerleri arşivlerden biri de Erdelhun’a Kore Savaşı sırasında BM ile Kore arasında üst düzey irtibat subayı vazifesi yaptığı için Güney Kore Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanı Shin Tae Yong tarafından hediye edilen savaş fotoğrafları albümüydü.

gezgindergi_kunuri_destani29

Unutulmayacak Bir Destan: Kunuri 

Kore’nin bizdeki yeri farklıdır. Çoğumuz çevresinde en az birkaç Kore gazisi tanımış ve o gazilerden Kore hatırası dinlemiştir. Türkiye Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletler askeri gücüne bir tugay asker vererek, Kore Savaşı’na katılmıştı. Savaşa dâhil olan askerlerimizin, ülkenin değişik bölgelerinden olması, insanımızda genel olarak bir Kore aşinalığı meydana gelmesine zemin hazırlamıştır. Türk askeri üç yıl süren Kore savaşları boyunca gerek cephede, gerekse cephe gerisinde gösterdiği başarı, kahramanlık ve insanî davranışlarla, hem G. Kore askerlerinin ve sivillerinin, hem de diğer ülke askerlerinin takdirini kazanmıştır. Zira onlar insanî değerler adına Anadolu’dan kalkıp Pasifik’e gidecek kadar aslan yüreklilerdi. Ve bunu da Kunuri de açık seçik ortaya koymuşlardı.

gezgindergi_kunuri_destani28

‘Unutulan Savaşın Kronolojisi’ isimli kitapta Kunuri hadisesi şöyle anlatılır:

“Kunuri bölgesinde, dost ve düşmanın ayırt edilemediği bir ortamda, çok sarp ve kapalı bir arazi ile soğuk hava şartlarında, Türk Tugayı’nın, dost birliklerin yardımından uzak, çok sayıda düşmana karşı gösterdiği kahramanlık ve aldığı başarı, ‘Mehmetçiğin Kunuri Destanı’ olarak tarihe geçmiştir. Bu başarıyı tebrik etmek için Amerikan ordusu komutanlarından General Walker, Türk Tugayı’nı ziyaret eder. Türk askerini selâmladıktan sonra: ‘Kahraman Türk Evlatları! Size şahsım, ordum ve Amerikan milleti adına teşekkür etmek için gelmiş bulunuyorum. Ben sizi başta Kunuri bölgesinde vazifelendirmek istememiştim. Fakat düşmanın taarruzu ile hasıl olan fena durum dolayısıyla, size ağır bir vazife vermek mecburiyetinde kaldım. Vazifenizi fedâkârâne bir şekilde yaptınız. Eğer, düşmanı durdurmak için kahramanca çarpışmanız ve mukavemetiniz olmasaydı, ordum çok zor duruma düşecek, belki de imha edilecekti. Size teşekkür ve takdirlerimi sunuyorum ve ordumun değerli bir uzvu olmanızdan iftihar ediyorum.’ demiş ve beraberinde getirdiği madalyaları Türk gazilerinin göğsüne bizzat takmıştı.”

gezgindergi_kunuri_destani09

Türk Askeri Tarihin Seyrini Değiştiriyor 

Türk Tugay Komutanı Tahsin Yazıcı ise, Kunuri Destanı’nın sonuçlarını şöyle değerlendirmiştir: “Bir avuç Türk evladı, kendisinden beş on misli üstün, iyi muharip bir düşman kuvvetiyle, elverişsiz şartlar içinde Allah’ın (cc) yardımına dayanarak çarpışmış, kendilerinden ümit kesilecek durumlara düştükleri halde, yılmadan vazifesine devam etmiş, zorluklarla dolu ilk muharebe vazifesini şerefle yapmış ve bununla milleti huzurunda, kendileriyle iftihar duymak hakkını kazanmıştır. Şayet bu zafer kazanılmamış olsaydı, Birleşmiş Milletler camiasının ve onun direği olan Amerika’nın dünya efkârı muvâcehesinde siyasî, askerî nüfûz, şeref ve şahsiyetinin yıkılmasına, Kore’nin tamamen kaybolmasına, bu suretle Komünizmin zaferine, Japonya’yı ve Uzak Şark milletlerini komünistleştirmeye… büyük fırsatlar verebilir ve bugün dünyanın durumu başka şekil ve renge girebilirdi.”

gezgindergi_kunuri_destani32

Bu anlatılanları doğrulayan bir tespit de Koreli bir araştırmacı olan Dr. Cemil Hee Soo Lee tarafından yapılmıştır: “Türk askerinin Kore halkıyla girdiği insanî münasebetler sonucu, Kore’de Türklüğün ve İslâmiyet’in tesiri görülmeye başlanmıştır.”

gezgindergi_kunuri_destani24

KUNURİ DESTANI – Bu yazı 2015 yılının Ağustos ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 102. sayısından alınmıştır.

Yazar : Mehmet Savaş

Gece hayatına meyilli; kitaba, sinemaya ve müziğe dünya nimetleri olarak bakan bir yolcu... En sevdiği gün Cuma ve en sevdiği kahraman da Robinson'dur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir