Cuma , 26 Nisan 2024

Trabzonspor Müzesi

Trabzon’da kurulan ilk kulüp 20 Ocak 1921’de tesis edilen İdmanocağı’dır. Kulübün kökleri bazı araştırmacılarca I. Dünya Savaşı öncesine kadar çıkarılırsa da, teşkilatlanması bu dönemdedir.

Yazı: Önder Kaya

İdmanocağı’nın kurucuları arasında öğretmenler ve şehirli tüccar bulunur. Kurucu öğretmenler arasında Hıfzırrahman Raşit Öymen gibi eğitim camiasının önde gelen simaları da vardır. İdmanocağı kurulduktan iki yıl kadar sonra İstanbul’dan aldığı davet ile bu şehre gelmiş ve bir dizi maç yapmıştır. Çoğunluğu 16-17 yaşındaki oyunculardan oluşan İdmanocağı takımı Galatasaray’a 4-2, Galatasaray-Fener karmasına da 2-0 yenilmekten kurtulamaz. Sporun gelişmesi için rekabetin kaçınılmaz olduğu gerçeğinden hareketle kısa bir süre sonra İdmanocağı’nın karşısına dişli bir rakip çıkacaktır ki bu Faroz ve Sotka mahalleleri gençlerince kurulan İdmangücü takımıdır. Trabzonspor kurulana kadar şehir futboluna “Ocak-Güç” rekabeti damgasını vuracaktır.

Sancılı Bir Doğum

Trabzon futbolunun Türk futboluna eklemlenme süreci ise ağır ve sancılı olur. Bunun da en temel sebebi coğrafi şartların olumsuzluğudur. Trabzon’da sahil yolu ancak 1965’de tamamlanabildiğinden şehir, ne 1959’da kurulan 1. ligde, ne de 1965’de tesis edilen 2. ligde temsil edilemez. 2 Ağustos 1967’de yukarıdaki kulüplerin Trabzonspor’u kurmaları sonrasında, yeni takım 2. Milli Lig’de yerini alır. Gelgelelim bu birleşmenin çok kolay olduğu da sanılmasın. Zira Trabzon’un iki güçlü kulübü İdmanocağı ve İdmangücü birleşmenin kendi merkezlerinde gerçekleşmesini istiyorlardı. Özellikle İdmanocağı, yeni bir kulüp kurmak yerine diğer kulüplerin yarım asırlık bir maziye ve büyük başarılara sahip olan “Ocak” çatısı altında toplanmasında ısrarcıydı. Meselenin çözümü için devreye bizzat Trabzon valisi Fahrettin Akutlu girer. Akutlu, daha önce de Bursaspor’un kuruluşunda önemli roller oynamıştır. Kulüplere, yeni kurulacak olan takımın isminin Trabzonspor olmasını tavsiye eder. Bu isim hem tüm şehrin desteğini arkasına alacak hem de olası kırgınlıkları engelleyecekti. Lakin İdmanocağı ve İdmangücü arasındaki keskin rekabet, takımların birbirlerini dışlamalarına sebep olmuş, elini çabuk tutan İdmanocağı, yanına Martıspor ve Yıldızspor’u da alarak ve kendi renkleri olan Sarı-Kırmızıyı da koruyarak Trabzonspor’un kurulduğunu ilan etmişti. Sonrasında kulübün tescili meselesi gündeme gelir. İdmangücü burada devreye girerek ve siyasi bağlantılarını kullanarak tescili engellediği gibi, karşı atağa geçmiş, Haziran 1966’da Karadenizgücü, Martıspor ve Yolspor’u yanına alarak yeni bir Trabzonspor tesis etmişti.

Dahası bu kulübün tescil edilmesi ile Trabzon’un en güçlü kulübü İdmanocağı, amatör kümede mücadele etmek zorunda kalmıştı. Bu ayrılık tam bir yıl sürecek ve Temmuz 1967’de İdmanocağı da birleşme konusunda ikna edilecektir. Son kertede İdmangücü’nün kurduğu Trabzonspor feshedilerek onun yerine İdmanocağı, İdmangücü, Martıspor ve Karadenizgücü’nün birleşmesi ile bugünkü Trabzonspor’un temelleri atılacaktır. Trabzonspor tam altı sene 2. Milli ligde mücadele ettikten sonra, 1973-74 sezonunda 2. Lig kırmızı grup şampiyonu olarak 1. Lige terfi eder ve bundan sonra da baş döndürücü bir başarı grafiği yakalar. 1. Lige terfi ettiği yıl Türkiye kupasında finale yükselir. Final maçında Beşiktaş’ı, Trabzon’da 1-0 yenmesine rağmen, ikinci karşılaşmada bu köklü İstanbul takımına 2-0 ile boyun eğer.

Ancak bir sonraki sene yani 1975-76 sezonunu Fenerbahçe’nin önünde şampiyon tamamlamayı başarır. Böylelikle ilk kez bir Anadolu takımı İstanbul takımlarının elinden Türkiye şampiyonluğunu alır. Aynı yıl Trabzonspor Türkiye kupası ile cumhurbaşkanlığı kupalarını da kazanarak kupalara deyim yerindeyse ambargo koyar. Bir sonraki sene de kupa, Trabzon’a gelecektir. 1977-78 sezonunda şampiyon Fenerbahçe olsa da Trabzonspor buna 1978- 79, 1979-80 ve 1980-81 sezonlarında üst üste üç kez şampiyon olarak cevap verir. Karadeniz fırtınası son şampiyonluğu ise 1983-84 sezonunda kazanır. Bu tarihten sonra futbolun ciddi bir yatırım alanına dönüşmesinin de etkisiyle mali açıdan güçlü İstanbul takımları karşısındaki üstünlüğünü 90’lara taşımayı başaramaz. Ancak tüm bu süreç Trabzonspor’a gerek Karadeniz’de ve gerekse de Anadolu’da yoğun bir sempati kazandıracaktır. Trabzonspor “Kupa beyi”, “Hamsigo”, “Hamsi spor” gibi lakaplarla anılacaktır. İşte bu başarılara imza atan Trabzonspor’un, Maraş caddesi üzerinde bulunan Ziraat Bankası binasının hemen yan sokağında bir de müzesi bulunmaktadır. Müze, geçmiş yıllarda bir ilerideki sokak içinde yer alan Sadri Şener sosyal tesislerinin ikinci katında bulunuyordu. Ancak kısa bir süre önce Trabzon’daki bazı bankaların sponsor olması neticesinde, sadece müzeye hasredilen ve buna göre düzenlenen ayrı bir binaya taşındı. Müze, sadece Trabzonspor açısından değil, Trabzonspor öncesi Trabzon’daki spor tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır.

Trabzonspor Müzesi’ne, Mustafa Şamil Ekinci’nin adı verilmiş. Ekinci, 1975-80 yılları arasında tam beş yıl kulüp başkanlığı yapmış ve bu süre içinde kulübe dört şampiyonluk yaşatmış efsane bir başkan. Işıklandırmasında Bordo-Mavi renklerin hakim olduğu müze, iki katlı. Alt kat Trabzonspor öncesine, üst kat ise Trabzonspor dönemine ayrılmış.

Müzenin en eski belgesi Trabzon İdman Ocağı’nın kurulmasıyla alakalı olan ve 1921 tarihini taşıyan berattır. 1927’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından yine bu kulübe hediye edilen büst ve bayrak da müzede görülebilir. Burada İdmanocağı’nın, Beşiktaş’ı 1-0 yendiği maçın topu da sergilenmekte. Müzede, 1967’de Trabzonspor’un kuruluşunu temin eden İdmanocağı, İdmangücü, Karadenizgücü ve Martıspor kulüplerinin, başta futbol olmak üzere yüzme, güreş, kürek, gülle atma ve atıcılık dallarında kazandıkları madalya, şilt ve beratlar da görülebilir.

Yarım Kupa Ve Hikayesi

Müzenin bana göre en ilginç objesi ise 1958’de Türkiye Amatör Futbol şampiyonasında İdmanocağının kazandığı yarım kupadır. Bu yıl içinde Trabzon’da düzenlenen Türkiye şampiyonası finallerinde Ankara Havagücü takımı ile Trabzon İdmanocağı takımlarının puanlarının ve averajlarının eşit olması ve her iki takımın da ayrı bir maç yapmayı kabul etmemesi üzerine futbol federasyonu iki takımı da şampiyon ilan ederek kupayı diklemesine ayırmak suretiyle takımlara vermişti. Kupanın diklemesine ayrılma işleminin hikayesi de ayrıca zikre değer: Kupanın iki takıma birden verilmesi gündeme geldiğinde bunun nasıl yapılacağı tartışılırken o sırada Sanat Okulu’nun torna tesviye öğretmenliğini yapan Osman Turan adında bir eğitmen kupayı istemiş, kısa bir süre sonra da tam ortadan ikiye bölünmüş kupayla geri dönmüştü. Meselenin bu şekilde halledilmesinden sonra bu kez de kupanın yazılı tarafının hangi takıma verileceği sorunu ortaya çıkmış, çekilen kura sonrasında yazılı kısım İdmanocağı’na, yazısız kısım Havagücü’ne verilmişti. Bu maçın ilginçliği bununla da kalmamıştır. Havagücü takımında geleceğin efsane Trabzonspor’unun hocalığını yapacak olan Ahmet Suat Özyazıcı da oynamaktaydı. Özyazıcı, askerlik vazifesini yerine getirdiği için Havagücü’nde forma giyiyordu. İşte böylesine maceralı o kupanın İdmanocağının payına düşen kısmını müzede gömeniz mümkün. Bir diğer ilginç kupa da yine İdmanocağı’nın 1965’de Beşiktaş’ı 1-0 yenerek kazandığı Türkiye Kupası’dır.

Müzenin ayrı bir bölümü ise 1967’den yani Trabzonspor’un kurulmasından sonra kazanılan kupalara ayrılmıştır. Bu bölümün en ilgi çeken kupalarından biri Trabzonspor’un 1. lige terfi ettiği tarihte Beşiktaş, Galatasaray ve Kıbrıs gücü takımlarının katılımıyla gerçekleşen turnuvada kazandığı Kıbrıs Barış Kupası’dır. Bu kupa adeta Trabzonspor’un ilerleyen günlerde Türk futboluna vuracağı damganın da habercisidir. Yine bu kısımda Trabzonspor’un başta lig şampiyonlukları olmak üzere kazandığı sayısız kupayı da görmek mümkün.

Ücretsiz olarak gezilebilen ve şehir halkının gururu olan müze, bana göre Trabzon’a yolu düşenlerin mutlaka görmesi gereken bir mekan.

Trabzonspor Müzesi – Bu yazı 2014 yılının Mart ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 85. sayısından alınmıştır.

Yazar : ÖNDER KAYA

1974'te İstanbul doğumlu. Öğretmen, araştırmacı-yazar ve tarihçi. Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü'nden mezun olan Kaya, aynı yıl Marmara Üniversitesinde yüksek lisansını yaptı. Öğretmenlik hayatına Robert Koleji'nde devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir