Pazar , 24 Kasım 2024

Ülkeni sevmek ve dünyayı ülken kabul etmek

Gezgin Önsözler : 98. Sayı

Yazı : Halit Ömer Camcı

Öyledir.

Nerede doğacağına, kim olacağına karar veremezsin. Bunu sorgulamak da anlamsız. Yaşanılan her hayat, anlayabilir ve görebilirsek şükredilmesi gereken bir hayattır. Talihlilik, mutluluk, zenginlik, ferahlık, keyif, neşe, konfor. Bunların doğru tanımını hangi sözlüklerde bulabiliriz?

Kenya da bir çadırda doğan, büyüyen, evlenen, çocuklarını yetiştiren bir insan. Talihsiz midir? Dünyanın herhangi bir metropolünde en lüks ‘rezidans’larda oturan, en ‘pahalı’ araçlara binen, hayatı ‘tatil’ olan bir başka insan. ‘Kesinlikle mutlu’ mudur?

Millilik, vatandaşlık, ‘yerlilik’ elbette değerli. Ama .

Yeryüzünde yaşamak evrensel bir ‘milliyet’ olamaz mı? İnsanlar, renklerden, ırklardan, haritalardaki çizgilerden yukarda bir yerde ‘insan’ olarak buluşamaz mı? ‘İnsanlık ülkesi’ vatandaşı olunamaz mı?

Bu düş(ünce) dünya tarihine bakınca, ‘insan öldüren insan’ların tarihini okuyunca mümkün görünmese de bu gayretten vazgeçmemeli.

Çünki ‘Uygar kişi, uluslar arası hava alanlarının transit salonlarında huzur duyan insandır.’ *

*Oruç Aruoba

kapak_95.indd

Ülkeni sevmek ve dünyayı ülken kabul etmek – Bu yazı 2015 yılının Nisan ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 98. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir