Perşembe , 28 Mart 2024

Yaşayan Tanrıçalar Ülkesi: Nepal

YAZI VE FOTOĞRAFLAR: FATİH YILMAZ

Sayısız Hindu ve Budist tapınakları, gösterişli saray meydanları, ilginç festivalleri ve yaşayan tanrıçalarıyla Nepal dünyanın en ilginç ve en renkli ülkelerinden biri.

Everest ve Himalayalar’a ev sahipliği yapan Nepal’e Nepal Kültür Merkezi ve Turizm Ofisi’nin daveti üzerine gittik ve bu ülkeye Atatürk Havalimanı’ndan Gulf Air ile Bahreyn aktarmalı yaklaşık 8 saatlik bir uçuş sonrası vardık. Oldukça mütevazi Katmandu Havalimanı’nda pasaport kontrolünden geçtikten sonra arabayla şehir merkezine doğru yola çıktık. Katmandu’nun en güzel otellerinden Soltiee Crown Plaza’ya vardığımızda kapıda geleneksel kıyafetler giymiş Nepal’li küçük kız çocuklarının Namaste selamıyla karşılandık. Namaste Nepal’deki anahtar sözcük. Merhaba, güle güle, teşekkur ederim, buyrun, kolay gelsin gibi bir çok anlama geliyor.

Nepal oldukça fakir bir ülke. Tarım dışında hiçbir üretimi yok. Sanayi ise yok denecek kadar az. Hemen herşey komşu Hindistan’dan ithal ediliyor. Ülkenin önemli gelir kaynağı turizm. Ülkede hayat şartları çok zor. Örneğin bir milletvekilinin maaşı 200 doları bile geçmiyor. Monarşi yönetimiyle idare edilen Nepal, uzun yıllar Maocu gerillalarının krala ve rejime karşı başlattığı savaş yüzünden sıkıntılı günler yaşadı. 239 yıl boyunca meşruti krallık yönetimi ile idare edilen Nepal’de Kral sonunda pes etti ve 2008 yılında Cumhuriyet ilan edildi. Kral Gyandra’nın yetkilerini parlamentoya devredip saraydan ayrılmasının ardından dünyadaki tek hindu krallığı da tarihe karışmış oldu.

Nepal’deki ilk günümüzde Himalaya’ları yakından görmek için gezimizin ilk durağı olan 2 bin200 metreyükseklikteki Nagarkot Tepesi’ne doğru yola koyuluyoruz. Nagargot’ta hava kapalı olduğundan Himalayalar’ı görme hevesimiz bulutların engeline takılıyor. Yağmurluklarını giymiş, okula giden Nepalli minik öğrencileri görüntüleyip, yeniden Katmandu şehrine doğru yola çıkıyoruz. Yemyeşil pirinç tarlalarını arkamızda bırakarak Katmandu’ya ulaşıyoruz.

Katmandu, Nepal’in en büyük şehri ve başkenti. Dümdüz bir alan üzerine kurulan Katmandu’da 2 milyondan fazla insan yaşıyor. Hızla büyüyen şehirde yavaş yavaş trafik sorunuda baş göstermiş. Yollarda trafik ışıkları olmadığından büyük kaşvaklarda polisler düzeni sağlamaya çalışıyor. Katmandu da tren yok bu yüzden ulaşım motor, eski otobüsler ve üç tekerlekli tempu adı verilen motosikletlerle sağlanıyor. Yollarda çok sayıda Japonya ve Hindistan malı arabalar dolaşıyor.

Katmandu vadisi üç büyük şehre ev sahipliği yapıyor. Bahktapur, Patan ve Thamel. Bahktapur, Nepal’in en turistik merkezlerinden birisi. UNESCO tarafından koruma altına alınan bu görkemli şehir gerçek bir açıkhava müzesi gibi. Bütün bir günü dar sokaklarında dolaşarak geçirmek, zamanda yolculuk hissi veriyor. Şehirdeki binaların bir çoğu 15. yüzyıldan kalma. Şehrin en eski bölgesi ise Dattatraya meydanı. Meydan şu an müze olarak kullanılan saray, hindu ve budist tapınakları ile çevrilmiş. Dattatraya, turistler, satıcılar, el işi yapan kadınlar ve tapınaklarda oynayan çocuklar ile şenleniyor. Nepal’in en büyük Hindu tapınaklarından birisi de yine bu şehirde bulunuyor.

Katmandu Vadisi’nin göz alıcı bir diğer şehri ise Patan. Katmandu’dan Bagmati Nehri’yle ayrılan vadinin ikinci büyük kenti Patan’ın diğer adı ‘Güzellikler Şehri’ anlamına gelen Lalitpur. Şehrin merkezindeki Durbar meydanı Katmandu’daki gibi kraliyet sarayını barındırıyor ve üç katlı pagoda şeklindeki Altın Tapınak burada bulunuyor.

Patan’dan ayrılıp en büyük Buda Heykeli’nin bulunduğu Bouddhanath’a gidiyoruz. Çinlilerin baskısından kaçan Tibetliler yaşadığı için Bouddhanath’a Küçük Tibet’de deniyor. Binlerce kişi dev buda heykelini görmek için Bouddhanath’a geliyor. Meydanın tam ortasında yer alan Buda heykelinin iri gözleri dikkat çekiyor. Heykelin çevresinde ise asılmış ipler üzerinde yüzlerce dua bayrağı var. İnanışa göre bu bayrakların üzerindeki yazılı dualar, rüzgarla etrafa taşınıp daha çok sevap kazandırıyor. Bouddhanath’ta kimileri ise mum yakarak Buda’ya bağlılıklarını gösteriyor. Her Budist tapınağının içinde dua çemberleri yer alıyor. Çemberi çevirdiğinizde de dua etmiş oluyorsunuz. Dua çemberlerini çevirip, Budist tapınağında yapılan bir ayine katılıyoruz.

Nepal’deki en eski ve en kutsal Budist Tapınağı ise Swayambhunath. Tapınakta çok maymun olduğu için Maymunlar Tapınağı da deniyor. 398 adet basamaktan çıkılan tapınağa dünyadaki bütün Budistler hacı olabilmek için geliyor. Tapınağın çevresinde çok sayıda hediyelik eşya satan dükkanlar yer alıyor. Katmandu’yu kuş bakışı görebileceğiniz en güzel yer de bu tapınak.

Nepal’de din çok önemli, insanlar çok dindar. Nüfusun yüzde 86’sını Hindular, yüzde 7.8’ini Budistler, yüzde 2.1’ini ise diğer dinlere mensub insanlar oluşturuyor. Ülkede Hinduizm ve Budizm o kadar iç içe girmiş ki ikisi arasında ayrım yapmak çok güç. Tapınakların mimarisi, kuralları farklı olmasına rağmen Hindular, Budizmi kendi dinlerinin bir parçası olarak görüyor. Budist tapınakları herkese açık. Ancak Hindu tapınaklarına Hindular dışında kimse giremiyor.

Hindularda bir çok tanrı var.  İnsanlar tanrıya olan bağlılıklarını sundukları ikramlarla gösteriyorlar. Bütün tapınaklar günün her saatinde, dua eden insanlarla doluyor. İnsanlar tanrılara sunmak için çiçekler, renkli tozlar, baharatlar ve pirinç getiriyorlar.

Bu ülkede inançlara hiç dokunulmuyor, mantıklı olup olmadıkları tartışılmıyor. Örneğin küçücük bir kız çocuğunu tanrı ilan edip, adeta ona tapıyorlar. Bu küçük kız çocuğuna Kumari deniyor. Kumari bir yıl boyunca evden çıkmıyor, ayağı toprağa hiç basmıyor. Halkı kutsamak için yılda sadece bir kez dışarı çıkan Kumari için görkemli bir festival düzenleniyor. O kadar şanslıyız ki, yılda bir kez yapılan bu özel gösteriyi bizde görüntüledik.

Festival günü Katmandu Saray Meydanı’nda adeta mahşeri bir kalabalık oluşuyor. Sadece Nepal’den değil dünyanın farklı ülkelerinden de binlerce meraklı Kumari’yi görmek için buraya geliyor. Bir bando eşliğinde sarayın hemen yanındaki evden çıkarılan Kumari, tahterevana bindiriliyor. Kumari’ye Kumar adı verilen iki erkek çocuğu da eşlik ediyor. Kumari bu festival için özel olarak hazırlanıyor. Makyaj yapılıyor, takılar takılıyor, en güzel yemekler ikram ediliyor.

Gezimiz sırasında bizi en çok etkileyen bir diğer yer ise Hinduların ölülerini yaktığı Pashupatinath oldu. Pashupatinath, Nepal’in en önemli Hindu tapınağı. Hindistan’ın Ganj Nehri gibi kutsal olduğuna inanılan Bagmati Nehri’nin kıyısında yer alıyor. Buraya Hindu olmayan giremiyor ancak, ölülerin yakıldığı kutsal basamakları izlemek serbest. Ölünün sarıldığı beyaz kefenin üzerine kırmızı güller dökülüyor. Yakınları ölüyü birkaç kez ateşin etrafında çeviriyor ve sonra kalasların üzerine konuluyor. Ardından da ateşe veriliyor. Ölünün külleri daha sonra “kutsal” nehre atılıyor. Nehrin karşısındaki platformda insanlar bu töreni izleyebiliyor. Öleceğini anlayan çok yaşlı ve hasta Hindular buraya gelip bir odada öleceği ve yakılacağı güne kadar inzivaya çekiliyor.

Pashupatinath’da uzun saçlı, uzun sakallı, dünya nimetlerinden elini çekmiş kendini dine vermiş insanlar yaşıyor. Yüzlerini ilginç renklere boyayan bu insanlara Sadhu deniyor. Sadhu’lar fotoğraf çekmek isteyen turistlerden para istiyor. Yaptıkları küçük gösteri karşılığında da para alıyor.

Nepal’e gelmişken Pokhara’yı görmeden dönmek istemiyoruz. Katmandu’nun200 kilometrebatısında yer alan Pokhara’ya uçakla yarım saatlik bir uçuştan sonra varıyoruz. Pokhara Annapurna Dağları’nın eteklerinde, göl kenarında, huzurlu bir kasaba. Balıkçı tekneleri, yemyeşil ormanı ile Pheva Gölü de gerçekten görülmeye değer. Ekolojik denge bozulmasın diye gölde motorlu tekne kullanılmıyor. Ulaşım sal ve küçük kayıklarla sağlanıyor. Ada üzerindeki küçük bir Hindu Tapınağı’nı da ziyaret ediyoruz. Şehir merkezine indiğimizde sari’li genç kızlar, geleneksel kıyafetler içindeki kadınlar burada da karşımıza çıkıyor. Pokhara’da yemek yediğimiz bir restorantta nefis bir müzik ziyafetiyle karşılaşıyoruz. Hint ezgileri eşliğinde, ellerinde mumlarla sahneye çıkan genç kızlar keyifli dakikalar yaşatıyor bize. Eğer uzun süre hafızanızdan çıkmayacak bir gezi yapmak istiyorsanız, Nepal’i mutlaka görmelisiniz. İnanın pişman olmayacaksınız…

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir