Cuma , 19 Nisan 2024

Balonla Kapadokya

Yazı: Ümit Ortak Fotoğraflar: Mehdi Öztürk

Yanardağ tüfleri, kum taşları gibi yumuşak ve geçirimli tortularla örtülü yamaçlarda, selinti sularının derinliğine oyması sonucunda oluşan ve tepesinde çok kez aşınmadan korunmuş düz, ağır bir yüksekliğin yer aldığı piramit ya da direk biçimindeki yığına “peri bacası” ismi verildiği hepimizin malumu. Kapadokya bu doğa güzelliğinin, peri bacalarının diyarı. Karar verdiniz ve Kapadokya’ya gideceksiniz. Peri bacalarının aralarında dolaşmak istiyorsunuz. Gezi alışkanlığınızda değiştirmeniz gereken ya da alışkanlığınıza eklemeniz gereken bir şey var; o da bu coğrafyayı gökyüzünden balon turları ile keşfetmek.

Sıcak hava Balonları, 28ºC’nin üzerinde ve aşırı rüzgârlı koşullarda uçamadığından, uçuşlar meteorolojik koşulların uygun olduğu sabah saatlerinde yapılmaktadır. Kısa süren bir hazırlıktan sonra balonlar gündoğumuna yakın uçuşa başlarlar. Sıcak hava balonlarında yönlendirme imkânı yoktur. Rüzgâr yönünde hareket ederler. Fakat havanın değişik irtifalarında rüzgâr yönleri farklı olabilir. Pilot, yükselip alçalarak gitmek istediği yöne uygun rüzgârı bulmaya çalışır. Sabah 05.00 – 06.00 arasında kaldığınız otelden alınır, balona kadar götürülür, turdan evvel kahvaltı yapılır ardından da muhteşem “Gökyüzünden Kapadokya” Turu başlar. Bu tur ile bir saat kadar 1000 feet irtifada tüm Kapadokya’yı gökyüzünden izleyebilirsiniz.

Balon turu heyecanını bir köşeye bırakıp tekrar peri bacaları ve Kapadokya’nın tarihine değinelim. Kapadokya bölgesi, başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış bir alan. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu’nun da önemli kavşaklarından biri.

Bölge, tarihte Roma kıralı III. Leon’un ikonları yasaklamasıyla önem kazanır. Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başlar. İkonoklasizm hareketi yüz yıldan fazla sürer (726-843). Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklasizm etkisinde kaldıysa da, ikondan yana olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini sürdürürler. Kapadokya manastırları bu devirde oldukça gelişir. Yine bu dönemlerde, Anadolu’nun Ermenistan’dan Kapadokya’ya kadar olan Hıristiyan bölgelerine Arap akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. 11. ve 12. yüzyıllarda Kapadokya Selçukluların eline geçer. Selçuklular ve akabinde bölgeyi hakimiyeti altına alan Osmanlılar döneminde bölge sorunsuz bir dönem geçirir. Bölgedeki son Hıristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari eserler ve çok değerli hatıralar bırakarak Kapadokya’yı terk ettiler.

Kapadokya’ya gittiğinizde muhteşem doğa güzellikleri olan peri bacalarının yanında yine göz alıcı taşların içine oyulmuş kiliseleri de mutlaka görmelisiniz. Doğa ve tarihin iç içe geçmiş olduğu Kapadokya her mevsimde ziyaretçisine doyulmaz anlar sunuyor.

Nasıl gidilir?

Kapadokya ya gelmenin en kolay yolu İstanbul’dan uçak ile gelmektir. Türk Hava Yolları’nın her gün İstanbul-Nevşehir arasında karşılıklı uçak seferleri bulunmaktadır. Tuzköy Havaalanı Nevşehir merkezine 30 km uzaklıktadır. Nevşehir’de yerleşim yerleri birbirlerine çok yakın olduğu için ortalama 20 dakikalık yolculuk ile dilediğiniz bölgeye ulaşabilmeniz mümkündür.

İstanbul’dan Ankara’ya kadar otoban, Ankara’dan Kapadokya’ya kadar da kesintisiz çift yol. Ankara-Kapadokya arasında iki yol alternatifi var. Birisi Konya yolundan Gölbaşı-Koçhisar-Aksaray-Nevşehir rotası. Diğeri ise Samsun yolundan Kırıkkale-Kırşehir-Nevşehir rotası.

Bu yazı 2011 yılının Kasım ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 57. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir