Cumartesi , 2 Kasım 2024

Gezgin Önsözler : 87.Sayı

Geçtik kendi denizlerimizden  – Edip Cansever

Bazen yaşadığı yere ve hayata bakıp ‘ben burada ne arıyorum?’ der insan. Bu yüzyıl benim yüzyılım değil. Değil. Bütün küstahlık düşüncelerinden azade, uzak bir ülkede, çağımızı yadırgamaya başlıyorsak, ülkemizi, ilkelerimizi sorguluyorsak; hayata yeniden başlamanın vakti gelmiş demektir.

Yazı: Halit Ömer Camcı – Fotoğraf: Velit Gazel

Birçok cümleye ‘şimdiki aklım olsa’ diye başlarız. Şimdiki aklım olsa çocukken tembellik yapmaz çok çalışırdım. Bu cümleyi söylemeyenimiz yoktur. Eğer söylemiyorsak, bu başka  —belki de daha büyük- bir problem. Hiç pişman olmayanımız varsa; gerçekten pişman olunmayacak şeyler yaptığı için değil; içinde bir ‘süper ego’ bir ‘şişkin ben’ beslediği içindir çoğu zaman, hatta her zaman. Onları kendi ‘pişmansızlıkları’ ile baş başa bırakalım.

Şimdiki aklımız olsa neleri düzeltirdik sorgusu yapalım biraz. Şimdiki aklımız olsa. Doğmuşuz, büyümüşüz, aklımız başımıza gelmiş. Neler yaşamışız. Bu satırları okur bir düzeyde hayat tecrübelerine ermişiz. Hayata başladığımızda ve birçok şeyi el yordamı ile öğrendiğimiz zamanlarda; bazen nefsimizin iteklediği, bazen imkânsızlıkların verdiği çaresizlikle düştüğümüz çukurlar olmuştur. Az dikkat etsek, az ‘akıllı’ olsak düşmeyeceğimiz çukurlar. Şimdiki aklımız olsa asla düşmeyiz. Böyle inanırız. Akıl her şeydir, dikkat her şeydir. Az biraz gayretle hayatımızın kusurlu ve kirli taraflarını, ihmalkarlıklarını yaşamayabilirdik. En baştan söyleselerdi, nasihat etselerdi, ‘aman yapma’ deselerdi bugün bu hallerde olmayabilirdik…

gezgindergi-onsozler-87 (2)
Öyle midir gerçekten? Nasihat etselerdi olmaz mıydı? Dikkat etseydik; bugünkü hayatımızın çaresizliklerine yuvarlanmadan, Everest’lerde, hep zirvelerde dolaşabilir miydik? Bu günkü aklımız olsa, her şeyi hassas bir kantarda tartıp yaşayabilir ve en mükemmel hayata ulaşabilir miydik?

Tam da bu noktada küçük basit bir soru ile bir ünlem koyalım: Bugün, kendimizi iyi hissettiğimiz, her konuda doğru kararlar verdiğine inandığımız aklımız var. Peki, yarın sabah uyandığımız hayatımıza, kusursuz kararlarla uyanabilecek miyiz? Doğruyu yanlıştan ayırabilecek miyiz? Her şeyi çok iyi bilen bizler hayatımız, dünyamız, evlatlarımızın gelecekleri hakkında ‘en doğru’ çözümü bulabilecek miyiz?

Benim şahsen geldiğim nokta şurası. Bazen yaşadığı yere ve hayata bakıp ‘ben burada ne arıyorum?’ diyor insan. Bu yüzyıl benim yüzyılım değil. Değil. Bu ‘ben’ ben değilim.

Gezgin Önsözler : 87.Sayı – Bu yazı 2014 yılının Mayıs ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 87. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir