Yazı ve Fotoğraflar: Üsame Arı
Eski adı ile Eğin, Kemaliye; Fırat Nehri’nin kıyısında, yüce bir dağa kurulmuş minicik bir Anadolu şehri, o denli güzel ki Cumhuriyetin kuruluşundan beri yakınındaki iller arasında paylaşılamamış, uzun süre Diyar-ı Bekir ve Sivas eyaletine bağlı kalıp sonra Elazığ, Malatya ve en son olarak da Erzincan’a bağlanmış. İnsanları, havası, dağlarından bin bir zahmetle indikten sonra letafeti ve serinliğiyle yüreklere ferahlık veren sularıyla bu kadar kıymetli olması ve paylaşılamaması şaşırtmıyor bizi. Daracık sokakları kilitli taşlarla döşeli ve her ne yana baksanız içerisine girip de ömrünüzce içinde yaşamak arzusuyla dolacağınız şirin evleri, ahşap işçiliğinin en narin örnekleri ile süslü. Hele bir de kapıları var ki ilçenin isminin neden Kemaliye olduğu ile ilgili ilk ipucunu veriyor size. Kapıların tokmakları işlemeli iki halka şeklinde kapı tokmağı ile önce şaşırtıyor, ancak bunun sebebini hemen anlatıyorlar. Kapıdaki küçük ve daha kibar ve işlemeleri ile daha dikkat çeken tokmağı eve gelen hanım misafirler tıklatırlarmış ki kapıyı ev halkından bir hanım açsın, kalın ve büyük olan tokmak ise sesiyle misafirin bir erkek olduğu yönünde ip ucu verirmiş evdekilere. Minik kentin yüksekçe bir noktasından doğarak gürül gürül akan Kadıgölü suyu, şehrin can damarı, atalar bu güzel suyun hatırına yurt tutmuşlar buraları, Kadıgölünde oturup da bacaklarınızı aşağı sarkıttığınızda sanki Fırat’ın bir kolu olan Karasu’ya değecek ayaklarınız.
Dağların haşmeti ürkütse de sizi, kayalara yaslayıp bedeninizi yükseklere çıkma arzusu uyandırıyor. Eğin, bir çok yabancı turisti ve doğa sporcusunu davetkar fısıltılarla çağırsa da insanımız tarafından pek bilinmiyor. Halbuki ülkemiz için nice bilim adamları, siyasetçiler yetiştirmiş, öyle ki Anadolu’da en fazla profesörün çıktığı ilçe bir de yetiştirdiği fotoğraf adamları ile tanınıyor. “Orda bir köy var uzakta” dizelerinin şairi Ahmet Kutsi Tecer de Eğin’li ve bu meşhur şiiri kendi köyü Apçağa için yazmış.
Eğin’de dikkatimizi en fazla çeken şeylerden biri dut ağaçlarının bolluğu oldu. Beyaz ve kara dutlardan dut kurusu, pekmez, pestil yapılıyor. Sadece Eğin’de tadabileceğiniz lök, Kadıgölü’nün hemen yakınındaki lökhanede imal ediliyor. Lök, dut ve cevizin karıştırılıp ezilmesi ve ceviz yağının dutun şerbeti ile buluşmasıyla eşsiz bir lezzete kavuşuyor. Parmak kalınlığında ve uzunluğunda yapılan lökün verdiği enerjiyi nasıl tüketebileceğimizi hiç problem yapmıyoruz, çünkü havanın temizliği ve sizi üzmeyen yokuşların bolluğu nedeniyle Eğin’de kilo almak neredeyse imkansız. Lökü sade Türk kahvesi ile tüketmeniz öneriliyor. Eğin’e gidip bu harikulade ilçeyi görme imkanına sahip olabilirseniz sol tarafında üzerinde manilerin yazılı olduğu panolarla bezenmiş mani yolunun sonundaki çay bahçesinde bulabileceğiniz keçi sütü dondurmayı tatmalısınız.
Eğin’de Bir Hafta, Doya Doya Doğa Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı’nın “7 bölge 7 kent” projesi kapsamında yer alan Kemaliye; bu yıl 7. si düzenlenen bir doğa sporları festivaline sessiz sedasız ev sahipliği yaptı. Festival kapsamında rafting, kanoing, kaya tırmanışı, trekking, base jumping, ata sporumuz cirit, bisiklet ve enduro motosiklet turları gibi kimi extreme, kimi kültürel spor etkinlikleri düzenlendi. Uluslararası Doğa Sporları Şenliği, Eski Maliye Müsteşarı ve Ulaştırma Eski Bakanı Hasan Basri Aktan Başkanlığında kurulan Kemaliye Kültür ve Kalkındırma Vakfı tarafından vakfın resmen kurulduğu 2003 yılından itibaren Kemaliye’de düzenleniyor.
Şenliklerin başlamasından bu yana her yıl yapılan ilave yeniliklerle Ankara’nın doğusunda kalan coğrafyamıza örnek bir proje geliştiriliyor. Doğa Sporları Şenliği, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun başta kayak gibi kış sporları olmak üzere gençlere kış sezonu dışında da işsizlik istihdam gibi göç olgusunu tetikleyen unsurları ortadan kaldırarak, gençlerin yörelerinde kalarak gelir elde etmelerine de olanak sağlıyor.
Bu yönüyle Kemaliye Doğa Şenlikleri 2007 yılında Birleşmiş Milletler’e bağlı UNDP organizasyonu tarafından gençlik alanında en iyi proje seçilmiş. Şenlikteki etkinliklerden birisi de ünlü fotoğraf ustalarının da dahil olduğu herkese açık foto safari yarışması özellikle Kemaliye doğasında yaşayan yaban hayvanları başta olmak üzere birçok çevresel güzelliği korumayı amaçlayan bir projenin parçası.
Av baskısı altındaki av hayvanları artık fotoğraf makinelerinin deklanşör sesleri ile rahat bir nefes alabiliyorlar.Tarihi İpekyolu güzergahı bu vesile ile eski işlerliğini kazanmak üzere. Doğunun saklı cenneti tüm doğa severleri, doğa sporcularını, fotoğraf severleri Kemaliye’de misafir etmek istiyor.
Bu yazı 2012 yılının Mayıs ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 63. sayısından alınmıştır.