Perşembe , 5 Aralık 2024

Hasan’ın Bocurgat’ı

Yazı: İsmet Özel

Bütün sanatçılar için söylenebilecek olan söz Hasan Aycın için özellikle geçerlidir: Bağlanılan sanat türünün özgül meseleleri üşüşür ve insanın, insanlığın meseleleri üşüşür; bu iki mesele kümesinin kesiştiği yerde o biricik sanat erinin ürünü aydınlığa kavuşur. Bilindiği kadarıyla çizgi dilinin dünya ölçüsündeki gelişimi Türkiye’ye ülkemizin koşulları gereğince yansımıştır. Böylesi bir gelişmeden Hasan Aycın’ın meslekî disiplin çerçevesinde etkilendiğini ileri sürmek zor. O daha çok üzerine üşüşen mesele kümesinin ikinci kısmıyla, insan meselelerinin itkisiyle çiziyor. Eğer çözdüğü bazı profesyonel meseleler varsa, yani bağlandığı sanat türünün meseleleri içinden kendine bir yol açabilmişse, bunu bir insan teki olarak kendi anlamıyla anlamını aradığı dünya arasındaki ilişki yardımıyla başarmıştır.

gezgindergi-karikatur-hasan-aycin-bocurgat (5)

Bu yüzden Hasan Aycın’ın çizgilerini alışılmış biçimiyle birer karikatür saymak onları hiç ihtiyacımız olmayan bir sınıflamaya kurban etmek demeye gelir. Gerçi sanatçının sundukları arasında karikatür ölçülerine her bakımdan uyum gösteren ürünler yok değil, ama onun yaptıklarını çizgi yardımıyla çizginin dışına taşma isteği olarak değerlendirmek mümkündür. Çünkü, öyle görünüyor ki Hasan Aycın’ın kalkış noktası çizgi ve çizginin imkanlarını yoklamak değil, çizginin arkasında kalmış kişi veya kişilikle bağlantıyı aramaktır. Hasan’ın bocurgatının ne işe yaradığını anlamak, anladığımızı da açıklamak ihtiyacı duyduğumuzda zihin mekanizmasının mantık alanındaki işleyişine başvurduğumuz zaman elimize fazlaca bir şey geçmeyecek. Buradaki çizgilerin sezgiye ilişkin temelleri var.

gezgindergi-karikatur-hasan-aycin-bocurgat (1)

gezgindergi-karikatur-hasan-aycin-bocurgat (4)

O halde, elinizde tuttuğunuz derlemede karşınıza çıkan çizgilerin neden bitmez bir vaveylayı, bir iç burukluğunu ve kimi zaman bir kargışı haykırdığı nasıl açıklanabilir? Bence bir şiirin oluşumuyla Hasan Aycın’ın ak kağıt önüne oturuşuna kadar geçen sürenin ortak nitelikleri var. Daha doğrusu bütün sanatçıların sanat eserine varıncaya kadar bir yönüyle birbirine benzeyen serüvenler yaşadıklarını söyleyebiliriz. İçerilerde bir yerde bir şeyler magma misillû fokurdar. Şairlerin kelimelerle, ressamların renklerle, bestekârların seslerle hesaplaşmaları bu hareketlilikten sonradır. Bütün sanatkârca ve zenaatkârca işlemlerin sonucunda ortaya çıkan biçim her ne kadar dünya ile alış verişi olan bir anlamı yüklense de başlangıçtaki magmadan taşıdığı izlerle varlık kazanır. Bu tutanak noktasını esas alarak, sanatçıları belki de, dışlamaya tanıdıkları ağırlık oranında iki kısma ayırabiliriz. Kimileri sanat eserinin oluşumu sırasında yakaladıkları biçimlere dayanarak eserlerini verir, kimileri ise eserin muhatabını başlangıçtaki magmaya döndürme çabasıyla ürünlerini ortaya çıkarır. Hasan Ayan bu ikinci yolu seçen veya bu ikinci yola uymak zorunda kalan sanatçılardandır.

gezgindergi-karikatur-hasan-aycin-bocurgat (6)

gezgindergi-karikatur-hasan-aycin-bocurgat (3)

Anlamaya çalışmayın, sezgi gücünüzü harekete geçirmeye uğraşın. Çağımızın kıyıcılığı, bilgiççe vurdumduymazlığı karşısındaki çırpınışın kendi kişiliğinizde yankılanmasına fırsat verin. Açın kendinizi, seyreltin. Siz elinizdekini kapacaklar korkusuyla kendiniz üzerine kapandıkça, ayakta duramamak korkusuyla kasılıp katılaştıkça anlama varamayacaksınız. Anlama ulaşamadığınız yetmezmiş gibi anlaşılabilecek olan şeyi öv farkında olmadan kaçıracaksınız. Sezgiye doğru düğümlerinizi gevşetirseniz belki anlam sızabilir içinize. Hasan’ın bocurgatı böyle bir işlem için elverişli.gezgindergi-karikatur-hasan-aycin-bocurgat (2)Hasan’ın Bocurgat’ı –  Bu yazı 2007 yılının Kasım ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 10. sayısından alınmıştır.

Yazar : GEZGİN YAZAR

Türkiye'nin Gezi, Seyahat ve Fotoğraf Dergisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir