Cumartesi , 2 Kasım 2024

Nereye Gidilir / Malatya

Malatya denince aklımıza gelen ilk şey Kayısıdır. Şehre eğer uçakla giderseniz gözünüzün alabildiğince kayısı tarlalarını ve baraj gölleri ortasında bir ada gibi duran şehri seyredebilirsiniz.

Yazı : Nurya Çakır Fotoğraflar : Halit Ömer Camcı

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde; “ Suyu ve havası gayet latiftir. Denizde ve karada dolaşan seyyahların beyanına göre, havası Tebriz’in iç çekici havasına benzemektedir. Belki daha da üstündür. Havasının güzelliğinden halkı dinç, güçlü, kuvvetli ve rahatına düşkün ve güzel tenlidirler. Bağları Malatya’da 7 bin 800 bağ ve 600 bostan olup tapu defterinde ve sicilde kayıtlıdır. 7 türlü 7 taneli buğdayı olur, Benzeri meğer Harran’da ola… Arpası, pamuğu, çöpü ve ovalarındaki otlakları herkes tarafından aranılır. Bakla ve nohutu gayet meşhurdur. Sanayide beyaz pembe pamuk ipliği ve beyaz pembe pamuk bezi meşhurdur. Dağlarında keremgüv adında kudret helvası olur. Allah’ın emri ile gökten yağar. Meşe ve pelit ağaçlarının yapraklarında bulunur. Bağırsakları temizleyen bir çeşit helvadır. Dağlarında mazı, kırlarında pazı ve ıspanak, lahana vs. sebzeleri boldur. 7 türlü ayvası, 20 türlü elması vardır. Kayısısı, dürbül üzümü ve kirazı çok meşhurdur.

Çok meşhur bağ ve yaylaları vardır.”diye bizlere aktarmış. Gerçektende suyu ve havası güzelliğini hala muhafaza ediyor. İçme suyu kaynağı Dünya’da sadece Hollanda ve Malatya’da olduğu söyleniyor. Gerçektende dağdan olanca debisiyle akarak gelen içme suyu suni bir şelale oluşturmuş. Şehrin suyu buradan gelip tesislere giriyor ve tüm şehre aktarılıyor. Şehrin parklarında da fıskiyeler bolca mevcut, hatta Malatya Caddelerinin ortalarından kanallar akıyor. Havası da gerçekten hala çok güzel. Beydağından başlayan esinti Malatya şehrinin üstünde yarattığı hava sirkülasyonu ile her daim yenilenmiş oluyor. Çelebi’nin bahsettiği keremgüv günümüzde bilinmiyor ama kayısısı tüm dünyaca meşhur olmuş durumda. Dünya Kuru Kayısısının %95’ni, Dünya Yaş Kayısısının ise %85’ni karşılayan ve Dünyada yetiştirilen hiç bir Kayısının Malatya Kayısı gibi lezzetli olmayışından dolayı, Dünya Kayısı Başkenti de Malatya olmuş. Ayrıca yemekleri de çok güzel. Bulgurlu  içli köfteleri ise harika.

Aslantepe, Nemrut Dağı, Fırıncılar Höyük, Bayramtepe Höyük, Ören Höyük, İkinciler Höyük, Aslantaş, Kağköy Kaya Kabartmaları, Levent Vadisi, Ansur ve Kaletepe Höyük görülebilecek arkeolojik alanları. Sürgü, Medik, Polat ve Sultansuyu olmak üzere 4 adet barajı bulunmaktadır. Malatya’ya giderseniz Battalgazi Ulu Camiini, Aslantepe Höyüğünü, Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayını görmeden, Darende’deki Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Camiini, Engibar Kalesini, Eski Çarşıyı (Bedesten), Hüseyin Paşa Hamamını ve Külliyesini, Abdurrahman Erzincani Camii’ni, Karşıyaka’da bulunan Seyyid Abdurrahman Gazi Camii’ni, Yenice’ deki Maşat Tepe Tümülüsünü  ki bu tümülüsten 2800 yıllık olduğu sanılan bir kadın mumyası çıkartılmış ve o mumya halen Malatya müzesinde sergilenmekteymiş, Dulkadiroğulları, Selçuklu ve son Osmanlı Mimarilerini yansıtan 7 adet camisiz minarelerini, Hasan Gazi Şehitlik Anıtını , Balaban Evlerini, Tohma Çayı üzerinde bulunan tarihi taş köprüleri ve Kudret Hamamı (Gevr hamamı) görmeden gelmeyin.

Bu yazı 2013 yılının Mayıs ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 75. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir