Perşembe , 25 Nisan 2024

Unutma Yüzünden Başıma Gelenler

Yazı: Kemal Cem Fotoğraflar: Halit Ömer Camcı

Sevgili Gezgin okuyucuları…

Bu ay sizlere ABD’nin kuzey batısından, Seattle’dan bahseden bir yazı kaleme alacaktım. En güzel şehirler sıralamalarında bence üst sıralarda yer alacak bu tabii güzellikler şehri ve civarını gezeyim, sonra da kağıda dökeyim istedim. Los Angeles tan uçakla Seattle’ a inip arabamı kiraladım, yola çıktım. İşte o anda yanıma benim için çok önemli ekipmanlarımın olduğu çantayı almayı unuttuğumu fark ettim. Telefonumun araba şarjını bile yanıma almamıştım. Kendi kendime kızarken bir ay önce Türkiye’de başıma gelenleri hatırladım. Yola çıkmadan eşyalarını mutlaka kontrol etmenin, unutulan bir şey var mı diye bakmanın ehemmiyetini bir kez daha anladım. Okuyuculara yaptığım tavsiyeyi kendimin tutmamasının nelere mal olduğunu gördüm.

Türkiye’de ne oldu? Sizler güzel güzel Türkiye’de otururken bendeniz hep yurt dışında olduğumdan Türkiye’ye arada bir gelmem benim için hayli önemli bir olay oluyor. Üstüne üstlük bir de gerçekten başıma önemli şeyler gelince durum iyice ilginç bir hal alıyor.

Son gelişimde yani Nisan ayı içerisinde Türkiye’de iken pasaportumu kaybettim. Nasıl mı? Muhtemelen düşürerek.. Ama kaybetme noktam olma ihtimali olan her yeri ve mekanı araştırdık. Yok. Çare yok, dönüş bileti zamanı da çok yaklaştı, yeniden çıkaracaksın dediler, çıkarayım dedim. Ama bekleyeceksin biraz dediler, bekleyemem dedim, rica ettim, az hızlanalım dedim. Tamam başla sen işlemlere dediler. Başladım bile dedim.

gezgindergi-gezginingunlugu-unutma-yuzunden-basima-gelenler2

Pasaportumu çıkartmak için müracaat ettiğimde benden kimlik istediler. İşe bakın ki kimliğimi uzun süredir hiç ama hiç bir ihtiyacım için kullanmadığımdan yola çıkarken almayı unutmuşum. (Olayın kırılma noktası burası). Kimliğin gerektiği yerlerde pasaport da aynı işi görüyordu, ayrıca ehliyet vs de vardı. Olmaz kimlik lazım dediler.

Bu sefer de kimlik çıkartalım dedik. Kimlik için nüfus müdürlüğüne gitme boşuna,  ikametgah lazım dediler. Biz de Muhtara gittik. İkametgah için fotoğraf lazım dediler. Tamam çektiririz dedim. En yakındaki yere gittik. Fotoğrafçı ‘vize için mi, normal mi?’ diye sordu. Vizelerde istenen fotoğraflar biraz farklı olduğundan ayırmışlar. Ben Normal dedim. Pasaporta kullanacağım dedim. Fotoğrafları alıp muhtara götürdüm, bunlar olmaz dediler. Niye dedim, bunlar büyük kimliğe sığmaz, nüfus idaresi de bu konuda hassas, mümkün değil dediler.

Ben de sabrımın son sınırlarında gezerken ‘tamam siz ikametgahı böyle verin, gerisini hallederim dedim. Halletme dediğim fotoğrafçıya uğrayıp küçülttürmekti. Nitekim de öyle yaptım. Vize için, pasaport için ve kimlik için ayrı fotoğraflar gerektiğini de böylelikle öğrenmiş oldum. Arada başka gelişen olaylar da var ama hepsini yazmaya yerim yetmez.

İşte tam bu kaybetme hengamesi esnasında arkadaşlarımdan birisi bir sms mesajı ile bana ilk darbeyi vurdu: hem gezgin abi olarak tavsiyelerde bulunuyorsun, hem de o tavsiyelere kendin uymuyorsun. Kimliğin her zaman yanında olmalı değil mi?

Doğru söze ne denirdi? Bu arada pasaportumu çıkartabildim. Uçağıma da bir iki günlük erteleme ile binebildim.

Sadede gelirsek; yola çıkmadan son kontrollerinizi iyi yapın. Türkiye sınırları içerisinde olacaksanız kimliğinizi asla unutmayınız.

Unutma Yüzünden Başıma Gelenler | Bu yazı 2012 yılının Mayıs ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 63. sayısından alınmıştır.

Yazar : KEMAL CEM

Gezginin Günlüğü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir