Cuma , 4 Ekim 2024

Uzun Uçuslarda Okunacak Uzunca Bir Yazı

gezgindergi-gezginingunlugu-uzun-ucuslarda-kitap

Uzun bir süre önce, bu uzun soluklu dergide yazarken ‘Uzun uçuş tavsiyeleri’ başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Dergimizin uzun boylu editör yazıyı uzunluğundan dolayı vakit harcayıp iki parçaya ayırarak yayınlamak zorunda kalmıştı. Uzun bir aradan sonra konuyu tekrar inceleyip yine bir yazı kaleme alayım  diye niyetlendim. Bu uzun ve zorlama girişten sonra düşünmeden sırf meraktan yazıyı okumaya devam ediyorsanız sizi tebrik ederim.

THY’nin geçen baharda başlattığı İstanbul – Los Angeles uçuşlarının arkasından Sindey’e de uçma planları İstanbul çıkışlı ‘uzun uçuş’ seçeneklerimizi artırdığı gibi uçuş sürelerini de artırdı. Bu yazıda 2 saatten fazla süren her uçuşu ‘uzun uçuş’ kategorisine koymaktayım ama 14 saat süren bir uçak yolculuğunun da başlı başına bir olay olduğunun farkındayım. Yarım günden fazla bir süre hep aynı kapalı mekanda bulunmak, istediğinizde hava almak için dışarı çıkamamak, bir tur atamamak, koşamamak veya yolun ortasında bir yerde ‘abi ben vazgeçtim gitmekten, ineyim’ diyememek kolay olmasa gerek. Şayet sizin de yakın gelecekte veya uzak ihtimalde böyle bir uçuş yapma durumunuz varsa bu yazıdaki tavsiyeleri ciddiye almanızı özellikle tavsiye ederim.

Malum, ‘koltuk sevdası’ iyi bir şey değildir. Siyasette, bürokraside, iş dünyasında bu tabir pek hoş karşılanmaz. Uçaktaki koltuk ise uzun uçuşların en hassas püf noktalarından birisidir. Benim gibi dilediğiniz her an kimseyi rahatsız etmeden ayağa kalkabilmeyi çok önemli bir mesele görenlerdenseniz, biletinizi alırken yerinizi koridor diye ayırtmayı ihmal etmeyiniz. Ama ‘benim ayağa kalkmakla alakam yok, kafayı yaslayıp sürekli uyumayı düşünüyorum’diyenlerdenseniz pencere kenarları sizi beklemektedir. En kötüsü ise ortadaki koltukların ortasıdır ki her iki açıdan da durum olumsuzdur.

Boy durumunuza göre acil çıkış yerlerinin olduğu koltukları (daha geniş aralıklı olmasına binaen) tercih etmeniz ayaklarınızın rahatı açısından ciddi önem taşımaktadır. En durumunuza göre ise bu koltuklar tam tersi bir etki yapabilir. Çünkü en olarak ‘geniş’ kategorisine girenlerin genelde yaptığı gibi yan koltukla aranızdaki kol koyma yerini kaldırmanız veya kaldırmasanız bile kolun altından yan koltuktaki ‘zayıf’ kişinin yerine çaktırmadan tecavüz etmeniz bu koltuklarda mümkün olmaz.

Ön koltukla aranızdaki geniş aralıktan dolayı sehpanız yandan açılır, dolayısı ile koltuk arası kolun altı doludur.Ciddi bir tahlil okuduğunuzun farkındasınızdır sanırım, umarım kafanız karışmamıştır. Karışmıssa ve cümleyi takip edemedi iseniz baştan alınız.

THY nin yeni başlattığı, ABD de bazı havayollarının bir süredir uyguladığı Ekonomi Komfort sınıfından bilet aldıysanız olay tamamen değişir. Ekonomi ile Bussiness arasında bir yerde, Ekonomi sınıfından biraz daha rahat bir koltukta, aynı yemekleri plastik değil de porselen tabakta yediğinizve business de olmamanıza rağmen kendinizi sanki business de gibi hissedip bir hoş olduğunuz bu koltuklarda birkaç defa uçmak bendenize de nasip oldu. Şahsen fiyat farkının az olduğu durumlarda farka acımayıp bu sınıftan bilet almanızı hararetle tavsiye ederim.

Bununla beraber bir komfort uçuşumda ekonomi klastaki bir arkadaşımın yanıma gelip ‘abi burası iyi de çok sessiz, arkada çok iyi muhabbet var, asıl halk orada’ demesindeki maksadı anlayabilmiş de değilim.

Bussines veya first klas uçuyorsanız size yapacağım tavsiyeler genelde menüde neyi seçip seçmeyeceğinizle alakalı olacaktır. Hem ‘imkanı olan var, olmayan var’ klasik deyimi hem de Ramazan ayı içinde olmamız sebebi ile bu konuyu atlamayı ve sizlerle daha dar dairede muhabbet etmeyi düşündüğümü belirteyim.

Koltuk meselesinizi kredilen tavsiyeler ışığında aştıktan sonra uzun bir uçuşa gelirken en dikkat edeceğiniz nokta giyim kuşam konusudur. Baloya, düğüne, cenazeye değil, saatlerce oturmak zorunda olduğunuz bir kapalı mekana gireceğinizi düşününüz.Oturacaksınız, kalkacaksınız, uyuyacaksınız, yemek yiyeceksiniz ve belki bir gün boyunca hep aynı kıyafet üzerinizde olacak, bu sebeple sportif, rahat, bol kıyafetler tercih etmenizi tavsiye ederim.

Birçok havayolu şirketinde dağıtılan ve içinde diş fırçasından tarağa pratik ihtiyaç duyulan  küçük çantaları da bir kenara atmayınız. Özellikle THY de verilen çantanın içinde çıkan çorap yeterlikleri kullanarak ayaklarınızın rahat etmesini sağlarsınız. Zaten gözlemlerime göre o çantanın en işe yarar parçaları onlar olmakta, gerisi evdeki çocuklara ‘baksana ne getirdim, dişlerini fırçalaman için…’ türünden bedava hediye politikasına uygun kullanılmaktadır.

Vaktin bir kısmını uyuyarak geçme ihtimaliniz çok yüksektir.‘Ben yolculuklarda hiç uyuyamam’ cümlesi artık tarihe karışmıştır O kadar saat uyumadan durmanın da bir faydası yoktur. Uçtuğunuz yöne ve süreye bağlı olarak yaşayacağınız jetlaglerin etkisini en aza indirme yolu da iyi bir hesaplama ile ne kadar uyuyacağını bilmekten geçer. İkinci bir derinlemesine tahlili kaldıramayacağınızı düşündüğümden bu önemli  noktayı gelecek ayki yazıya bırakıyorum.

Yolunuz uzun olsa da açık olsun, koltuğunuz dar olsa da rahat olsun.

Uzun Uçuşlarda Okunacak Uzunca Bir Yazı | Yazı: Kemal Cem

Bu yazı Gezgin Dergisi Haziran 2012 (54) sayısında yayımlanmıştır.

Yazar : KEMAL CEM

Gezginin Günlüğü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir