Cuma , 22 Kasım 2024

Mümkünse Bir Festival Alayım

Gezgin Dergisi’nde sizlere ilk merhabamın şöyle neşeli, cıvıl cıvıl, hayalini kurarken bile keyif alacağınız bir yazı olmasını istedim. Bu nedenle ABD’de düzenlenen Çikolata Aşıkları Festivali’ni konu almaya karar verdim.

Yazı: Hakan Şen & Fotoğraf: Niyazi Uğur Genca

Karar verdim vermesine ama klavyenin tuşlarına dokunmaya başlar başlamaz bir garip ruh hali kapladı içimi. İçimdeki kederin nedeni ise şu; Bu ecnebiler turizm pazarlaması konusunda neden bu kadar başarılı ve biz hala neden ucuz-herşey dahil konsepti dışına çıkamıyoruz? Adam sen de deyip geçmek vardı fakat kendinden yanmalı motorum izin vermedi geçip gitmeme. Bu yazıda hem bu konuda kişisel değerlendirmelerimi hem de Çikolata Aşıkları Festivali’nden önemli ayrıntıları sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Sürç-i linsanda bulunursam şimdiden affola…

Darrell Duff “üç çeşit yalan vardır; yalan, kuyruklu yalan ve istatistik” demiş. Yani siz nereden bakmak isterseniz aslında onu gösterir bu bilgiler. Örneğin Dünyanın en çok turist çeken 6. ülkesi olmamız hoşumuza giden bir istatistiki bilgi. ABD’yi ziyaret eden turistlerin ortalama 1.884 dolar harcaması ve Türkiye’ye gelen turistlerin 719 dolar ortalama harcama yapıyor olması ise üzüntü verici. Bu durum maalesef şunu gösteriyor “Turistler Türkiye’ye hoş geliyor ama eli boş geliyor”. Biraz daha devam edelim istatistiklere. Sadece Antalya geride kalan yılda 11 Milyonu aşan misafiriyle Londra ve Paris’ten sonra 3. Sırada yer almış mesela. İstanbul ise yılı 14 milyon 400 bin turist ile 7. tamamlamış. Bunca emek ve ağırlanan misafire rağmen elde edilen gelirler bakımından Türkiye ilk 10’da bile yer almıyor. Çok daha az turist ağırlayan ülkeler nasıl oluyorsa bizden daha çok gelir elde ediyor.

İsterseniz öncelikle ‘nasıl oluyor da biz geride kalıyoruz’ sorusunun cevabını arayalım. Topkapı, Dolmabahçe, Ayasofya, Sultanahmet gibi tarihi mekanlara yapılan toplu ziyaretler, balık-ekmek eşliğinde ucuz yollu gemiyle boğaz eğlenceleri, her şey dahil ucuz otel konseptleri; sayıca turist artışı sağlıyor ancak istenen karlılık meydana gelmiyor. Türkiye’de yerel yönetimlerin turizmi stratejik planları içine aldıkları, aldılarsa bile bunları uyguladıkları da söylenemez. Maalesef şehre turist çekmenin yolu sadece sağa sola çiçek dikmekten öteye geçmiyor. Elbette şehrin düzgün bir peyzaja sahip olması önemli ancak bunu yeterli görmek bir o kadar sıkıntılı bir durum.

Barselona, Paris, Roma, Londra gibi şehirlerin yönetimlerinden alınacak o kadar çok ders var ki hangi birini yazsak bilemiyorum. Sorun turistlerde değil tarihi ve doğal güzellikler dışında misafirlerimize sunacak değerlerimizin olmamasında. Miniatürk ve Akvaryum gibi yapıların çoğalması bunun yanı sıra düzenlenecek yeni ve içerikli festivaller turistlerin kalış sürelerini ve kişi başı harcamalarını arttıracaktır kanısındayım.

Evet bu uzunca girizgahın, tabiri caizse bunca kafa ütüleme nedenim Amerika’da düzenlenen bir festivaldi. İlla Şampiyonlar Ligi Finali, Formula 1, Dünya Kupası Finalleri’ne ev sahipliği yapmak gerekmiyor turizmden gelir elde etmek için. On milyonlarca dolar harcamadan da harika etkinlikler yapılabiliyor. Örnek mi? Yazının ana sebebi olan Çikolata Aşıkları Festivali… ABD’nin Virginia eyaletinde düzenlenen Çikolata Aşıkları Şenliği her geçen yıl dünya çapında daha çok ilgi görüyor ve bölgeye sırf bu etkinliğe katılmak için turist akını yaşanıyor. Festivalde hem büyükler hem de çocuklar çikolataya doyuyor, alış-veriş yapıyor ve hediyeler alıyor. Başkent Washington’a oldukça yakın olan ismi çok da popüler olmayan Fairfax şehrinde her şubat ayının ilk cumartesi ve pazar günleri çikolatanın her türlüsü halkın tadımına sunuluyor. Bu tatlı event sırasında katılımcıların en çok ilgi gösterdiği mekan ise çikolata muslukları oluyor. Metrelerce uzayan kuyruklarda insanlar sabırsızlıkla ma büyük bir keyifle sıranın kendilerine gelmesini bekliyor.

Taze meyvelerin çikolatalarla buluştuğu bu lezzet patlaması sırasında büyüklerde adeta çocukluklarına geri dönüyor. Virginia eyaletinin adeta gözbebeği olan bu organizasyon ilk defa 22 yıl önce düzenlenmiş. Bu tarihte yaşanan ekonomik durgunluğa karşı düzenlenen festival şehrin ticaretini canlandırmak ve şehre yerli ve yabancı turist çekmek için Fairfax Ticaret Merkezi, Fairfax Tüccarlar Derneği ve şehrin en büyük üniversitelerinden George Mason Üniversitesi’nin yerel yönetimle işbirliği yapmasıyla gerçekleştirilmiş… Şenlik, o tarihten bu yana her yıl geleneksel olarak düzenleniyor.

Bu konuya bir şekilde giriş yapmışken dünyaca ünlü festivallerden de kısaca bahsedelim.
Venedik Karnavalı: İnsanlar ilk olarak sosyal ayrımcılığa tepki olarak maskeyle katılmış bu renkli organizasyona. Sonrasında maske takmak zorunlu hale gelmiş. Geleneksel yemeklerin de sunulduğu organizasyon ocak-şubat aylarında gerçekleştiriliyor.

San Antonio Rodeo Festivali: Ocak-Şubat aylarında rodeo şovlarını izleyen onbinlerce meraklı Teksas Haritage Müzesi’ni ziyaret ediyor. Vahşi batıya nostaljik bir gezi yapma şansı bulan mecera tutkunları çeşitli konserleri de izleme fırsatı buluyor.

Edinburg Bilim Festivali: Ziyaretçiler kendi çalışmalarını kamuoyuyla paylaşıyor. Profesyoneller sergilerde boy gösteriyor. Forum ve toplantılara bilim dünyasının önde gelen isimleri katılıyor. Festival Mart-Nisan aylarında gerçekleştiriliyor.

Gülme Festivali: Kanada’da düzenlenen festivalde yüzlerce komedi sanatçısı aynı etkinlikte boy gösteriyor. Sokak şovları, tiyatro oyunları, kabereler katılımcılara harika günler yaşatıyor.

Önümüzdeki ay bu sıkıcı yazı nedeniyle köşem elimden alınmazsa tekrar buluşacağız. Buluşamazsak ben kendi kendime turizmi sen mi kurtaracaktın be adam doğru düzgün çiçek, böcek, deniz, kum yazıları yazsaydın ya diye hayıflanıyor olacağım. Durumu önümüzdeki ay birlikte kritik etmek dileğiyle hoşçakalın.

Bu yazı 2014 yılının Mayıs ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 87. sayısından alınmıştır.

Yazar : HAKAN ŞEN

Şen Gezginin Günlüğü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir