Cuma , 22 Kasım 2024

Sıcak Kanlı Akdenizli Barselona

Gezgin Dergisi’nde ikinci yazımı yazmanın derin heyecan ve mutluluğunu yaşayarak sizlere merhaba diyorum. Bu güzide derginin ahengini bozmadan, bazen Dünya genelinden bazen de Türkiye’den gezilesi, görülesi yerleri dikkatlerinize sunacağım. Zaman zaman da turizm sektöründe neler oluyor, son gelişmeler neler bu konuları da Gezgin’de sizler için incelemeye çalışacağım. Bu sayıda ve tabi ki ilk yazımda bir dünya şehrini ve gözlemlerimi sizlere aktaramaya çalışacağım. Sürç-i lisan edersem şimdiden affola…

Yazı: Hakan Şen – Fotoğraflar: Niyazi Uğur Genca

Gezmek Keşfetmektir

Yurtdışı gezisine çıkmayı düşünüyor ve henüz nereye gideceğinize karar veremiyorsanız, Barselona’yı listede ilk sıraya alın derim. Gaudi’nin şahane eserleri, görkemli müzeleri, efsane stad Nou Camp’ı, La Rambla’sı, doğal güzellikleri, sıcacık insanları, ucuz alış-veriş imkanı bence Barselona’yı görülmesi gereken yerlerin başına getiriyor. Biz Türkler için seyahat edeceğimiz destinasyonlar konusunda en büyük kabuslardan biri de vize işlemleridir. Birçok Avrupa ülkesi için bu prosedür adete bir işkenceye dönüşebiliyor. Ancak İspanya bu konuda en rahat edeceğiniz ülke diyebilirim. Vize işlemleri Avrupa’nın birçok ülkesine göre çok daha kolay. Birkaç gün içinde bütün işlemleri halledebiliyorsunuz.

gezgindergi-sen-gezginin-gunlugu-barselona (2)

La Rambla ve Kolomb Heykeli

Ulaşım konusunda ise kullanabileceğiniz iki havayolu şirketi mevcut. Biri THY diğeri ise Pegasus; 3 ay önceden yapacağınız bir planlama ile 300 TL civarında bir rakama gidiş-dönüş uçak biletini almanız mümkün. Barselona Havaalanı’na indiğinizde taksi ya da bizdeki Havataş benzeri otobüsleri tercih edebilirsiniz. Otobüs tercihi hem daha ekonomik hem de daha rahat gibi. Büyük büyük valizleri tercih ediyor üstelik aile olarak geziyorsanız otobüslerde bulunan valiz bölümü sizi rahat ettirecektir kanısındayım. Şehir içi ulaşım ise çoğu Avrupa kenti gibi oldukça rahat. Trafik ve korna sesi yok mesela. Araçlar kurallara sonuna kadar uyuyor ve yayalara büyük bir saygı var. Taksi kullanmanıza da çok gerek yok Barselona’da. İlk gün şehri keşfetmek adına 30 Euro vererek turistlik otobüsleri kullanabilirsiniz. Ancak daha sonraki günlerde yaygın metro ağı sizi istediğiniz yerlerin çoğuna götürmek için yeterli olacaktır. Üstelik metro çok kullanışlı. Yaklaşık 20 saniyede metro durağına inebiliyorsunuz. Tek binişlik kartlar biraz pahalı 10 ya da 30 binişlik kart alırsanız seyahatiniz boyunca rahat edersiniz.

gezgindergi-sen-gezginin-gunlugu-barselona (3)
La Rambla: İSTİKLAL Caddesi’nin ‘Düzenli’ Kardeşi

Otel fiyatları şehir merkezine yaklaştıkça artıyor. Şehir dışında ise otele yerleşmek ekstra ulaşım masraflarına katlanmak anlamına geliyor. Diğer bir tercihiniz ise booking.com gibi sitelerden apart daire kiralamak olabilir. Şehir merkezinde bir daire kiralamak otel masrafınızın yarı yarıya inmesine yardımcı olabilir. Ancak temizlik konusunda hassassanız biraz daha fazla bütçe ayırarak oteli tercih etmelisiniz.

gezgindergi-sen-gezginin-gunlugu-barselona (4)

Casa Mila (La Pedrera)

Otel ya da apart daire tercihinizi ise mutlaka La Rambla’ya yakın olup olmamasına oranla yapın. Çünkü kentin kalbi bu caddede atıyor. Yani ucuz diye buraya uzak bir yerde kalırsanız her gün vereceğiniz yol parası, daha önemlisi zaman kaybı sizi fazlasıyla sıkabilir. La Boqueria’ya La Rambla’nın ortalarında yer alan bir meyve-sebze pazarı. Hayatınızda yiyeceğiniz en lezzetli meyveleri burada bulabilirsiniz. İsteğinize göre ‘cup’ içinde meyve salataları da yapıyorlar. Sabah saatlerinde 2 Euro olan fiyatlar akşama doğru yarı yarıya düşüyor. Bu keyfi bana kalırsa akşam saatlerine bırakın derim.

gezgindergi-sen-gezginin-gunlugu-barselona (5)

La Rambla

La Rambla bizdeki İstaklal Caddesi benzeri bir yer diyebiliriz. Ancak çok daha düzenli bir yapılaşması var. Sokak sanatçıları caddeye çok büyük bir keyif katıyor. Hepsi belli bir düzen ve saat aralığında turistleri asla taciz etmeden atmosfere büyük bir keyif katıyor. Cadde üzerinde sayısız dondurmacılardan birinde dondurma yemeyi de ihmal etmeyin. Oldukça farklı lezzetlere sahip dondurmalar size günün yorgunluğunu atmakta yardımcı olabilir. Üstelik bu dondurmalar hayatınız boyunca yiyebileceğiniz en iyi dondurmalar arasında yer almaya aday, şimdiden söyleyeyim. Yöresel bir yemek olan Tapas’ı burada her köşe başında bulmanız mümkün.

gezgindergi-sen-gezginin-gunlugu-barselona (6)

Park Güel

Ancak ara sokaklara girdiğinizde fiyatların oldukça düştüğünü göreceksiniz. Hem fiyatlar düşerken hem de bu büyüleyici sokakları gezme fırsatı yakalayabilirsiniz. La Rambla’nın arka sokaklarından en ilgi çekici anektod ise bana göre insanlar arasında oluşmuş olan saygı ortamı. Hindistan yarımadasında birbirini adeta yiyen toplumlar; Singh’ler, Hindular, Müslümanlar burada barış ve saygı ortamı içinde yaşıyor. Her birinin kendi mabedi var ve zaman zaman dini ayinlerini sokaklarda da yerine getiriyor.

Gaudi’nin Barselona’sı

Gaudi evleri mutlaka görmeniz gereken yerler arasında. Farklı mimarileri ile kente ayrı bir hava katıyor bu evler. Her biri masal diyarlarını götürüyor insanı. Ayrıca yine Gaudi’nin yarım kalan eseri Sagrada Familia bir katadral olarak oldukça ilgi çekici. Mimarisi bildiğiniz kilise ve benzeri binalara pek benzemiyor, o da Gaudi etkisiyle masal diyarının bir parçası gibi duruyor. Elim bir kazada hayatını kaybeden Gaudi bu eseri yarım bırakmış ama şahane bahçesi Parc Güell’i bitirmeye ömrü vefa etmiş. Mutlaka görülmesi gereken park, sizi farklı bir dünyaya götürüyor.

gezgindergi-sen-gezginin-gunlugu-barselona (7)

Sagrada Familia

Zaten Barselona’yı Barselona yapan unsurların başında geliyor Gaudi eserleri. Şehir yönetimi de bu eserleri başarıyla ön plana taşımış. Hediyelik eşyalardan, müzelere ve tanıtımlara kadar birçok yan unsurla desteklenmiş ve turizmin hizmetine sunulmuş bu eserler. Bu arada bütün turistik otobüsler Gaudi eserlerine göre bir rota hazırlamış. Yani siz isteseniz de istemeseniz de bu güzel mimari eserleri görüyorsunuz.

gezgindergi-sen-gezginin-gunlugu-barselona (8)
Futbolun Başkenti

Barselona Futbol Kulübü’nün evi Nou Camp ise futbolu sevmiyorsanız bile ziyaret edilmesi gereken yerler arasında. Bu futbol arenasında insanın tüyleri diken diken oluyor adeta. Barselona’da indirim yapılmayan tek müze de burada diyebiliriz. Diğer bütün müzelerde %50 civarında indirimler yapılırken, Nou Camp için fiyat, büyük de olsanız çocuk da olsanız 25 Euro olarak belirlenmiş.

Bir de Şampiyonlar Ligi Kupası ile hatıra fotoğrafı çektirmeyi düşünüyorsanız 55 Euro’yu gözden çıkarmanız gerekecek. Stad içinde yer alan müze ise son derece yüksek bir teknoloji ile donatılmış. Taraftarlarını kupa manyağı yapan ekibin saymaktan yorulacağınız kadar çok olan kupaları da müzede yerini almış durumda. Resmi ürünlerin satıldığı mağaza ise oldukça pahalı. Başka yerlerde aynı ürünleri daha ucuza bulabilirsiniz. Hediyelik eşya konusunda iyi pazarlık yaparsanız yarı yarıya fiyatı düşürebilirsiniz. Zaten aşağı yukarı sizi gören her esnaf kırık bir Türkçeyle ‘indirim, indirim… Çok ucuz…’ demeyi ihmal etmiyor.

Sahil şeridi de oldukça ilgi çekici. La Rampla’dan yürüyerek bile gidebileceğiniz uzaklıkta alışveriş merkezlerinin yanında güzel bir sahil yer alıyor. Yine sahilde bulunan Kristof Kolomb heykeli ve hemen yanında bulunan Maramagnum alışveriş merkezi uğramanız gereken yerler arasında. Burada bulunan Lefties mağazası gerçekten çok uygun fiyatlarla alışveriş yapabileceğiniz bir mağaza. Sahilde dolaşırken ünlü Aquarium’u da gezmeyi unutmayın. Kültürel bir turun yanı sıra güneş ve denizin tadını da çıkarmanızı sağlayacak bir imkana sahip Barselona. Sahile inmişken denizin de tanıdını çıkarabilirsiniz.

Üç Güne Sığmayan Kent

Şehrin dışında kurulu alış-veriş köyü için ucuz demişlerdi, fakat neredeyse fiyatlar jet sosyete için diyebileceğiniz kadar pahalı. Yüksek bir ulaşım bedeli ödeyerek yaptığımız bu yolculuk hem uzunca bir vaktimizi aldı hem de bizi çok sıktı. Olimpiyatlar için yıllar önce yapılan ve bütün İspanya’nın mimari yapılarını görme fırsatı yakalayacağınız İspanya Köyü ise mutlaka görmeniz gereken yerler arasında. İspanya Köyü’nde ülkenin bütün bölgelerine ait mimariye sahip sokaklar inşa edilmiş. Bizdeki Miniatürk benzeri diyebiliriz. Ancak bu köy elbette çok daha ihtişamlı ve içinde birçok müze ve aktiviteye de ev sahipliği yapıyor.

Casa Batllo

Barselona’dan anlatacak daha çok şey var aslında ancak bu sayıda bu kadarıyla yetinelim. Bir dahaki Gezgin’de buluşmak üzere hoşçakalın.

Sıcak Kanlı Akdenizli Barselona – Bu yazı 2014 yılının Haziran ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 88. sayısından alınmıştır.

Yazar : HAKAN ŞEN

Şen Gezginin Günlüğü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir